Karabük Üniversitesi (KBÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Işıkkent, AA muhabirine, Kovid-19 ile mücadelede yaşadıklarını anlattı.
Işıkkent, Kovid-19’a yakalandığında boğaz ağrısı, gözlerde kızarıklık, yaygın sırt ağrısı ve halsizlik hissettiğini söyledi.
Test sonucu pozitif çıktıktan sonra evde izolasyona geçip tedaviye başladığını belirten Işıkkent, hastalığın yedinci ve sekizinci gününde sıkıntı çektiğini aktardı.
Işıkkent, hastalığın ardından iştahının azaldığını, yemek yiyemediğini ve çok şiddetli kas ağrılarının olduğunu ifade ederek, “Hastalık 7-8 gün çok ağır seyretti. Daha sonra toparlanma sürecine girdi. Benim işe dönmem biraz uzadı. Normalde 14 günde işe dönmem gerekirken 4 hafta sürdü.” dedi.”Toplu etkinlikler yapılmamalı”
Artık eskisi gibi toplu etkinliklerin yapılmaması gerektiğini vurgulayan Işıkkent, şunları belirtti:
“Biz mart ayından bu yana ailemizden uzak kaldık.
Evimizde kendimizi izole ettik. Çocuğumuzun yanına gelemedik, anne ve babamın yanına gitmedim. Ben hasta oldum, ailemi koruyabildim. Bu dönemde biraz psikolojik olarak yıprandık. Fiziksel olarak zaten yoruluyoruz. Bunu yönetmek zor olabiliyor. Hastalığa yakalananların ölüm oranı düşük ama o ölüm oranı ailenden biri olursa senin için yüzde yüz oluyor. Bunu iyi anlamak lazım. Bana bir şey olmaz dememek lazım. Toplu ortamlardan kaçınmalı ve hijyene dikkat edilmeli.””Başka şeylerle oyalanmaya çalıştım”
KBÜ Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Köksal da eşi ve oğlundan ayrılarak Kovid-19 ile mücadelede görev yaptı.
Bir sağlık çalışanı olarak her ne kadar dikkat etseler de bu virüsle yüzleşeceklerini bildiklerini anlatan Köksal, daha virüs tanısı olmadan bile ilk günden bu yana eşi ve çocuğundan kendisini izole ettiğini, aylardır onlardan uzak yaşamaya gayret gösterdiğini dile getirdi.
Bir gün aniden ateşlendiğini ve halsizlik şikayetinin olduğunu, test yaptırdığını ve sonucunun “pozitif” çıktığını ifade eden Köksal, evde karantinaya alındığını ve ilaç tedavisinin başladığını belirtti.
Köksal, 7 gün çok ağır şikayetlerinin olduğunun altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu:
“Uykusuz ve ateşlenmeler falan oldu. Diğer gripten farklı olduğunu hissettim. Vücut ateşiniz yükselmese bile sizi sıtma gibi çok terletiyor. Üşüme, titreme ve kas ağrıları oluşturuyor. Bazen sabaha kadar uyumanızı engelliyor. Titremekten uyuyamıyorsunuz. Şunu da belirtmek isterim herkes aynı şiddette ağır geçirmiyor. Hafif geçirenler bile ağır geçireceğini düşünüp psikolojik olarak bunalıma giriyor. İnsanların kendisini bunaltmaması gerekiyor. İllaki de bu hastalık ölümcül seyredecek diye bir algı oluşmaması gerektiğini düşünüyorum. Ben de bu düşünceleri yaşadım. Başka şeylerle oyalanmaya çalıştım.””İnsanı psikolojik olarak sıkıntıya sokuyor”
Çocukları ve eşinden uzak kalmanın zor olduğunu vurgulayan Köksal, hastanede ya da evde karantinada kalmanın bile psikolojik olarak insanı sıkıntıya sokan bir süreç olduğunu söyledi.
Köksal, başından beri bu hastalıkla mücadelede kurallara uyulması gerektiğini vurgulayarak, “Solunum yoluyla bulaşan bir virüs olduğu için çok önlenebilir bir hastalık değil ama devletimizin de önerdiği tedbirlere dikkat etmek lazım ki hastalığın yayılma sürecini yavaşlatabilelim, ağır hastalara iyi hizmet verebilelim, ölüm oranlarını az tutmaya çalışalım. İnsanlarda ‘Tedbir alsam da hasta oluyorum.’ düşüncesi olmasın. Tedbiri alsanız da hasta olursunuz ama hepimizin aynı anda hasta olmasıyla hastalığın yavaş yavaş yayılması arasında sağlık sektörü açısından çok fark ediyor. Hastalığın yayılmasını yavaşlatmak adına izolasyon önlemlerine önem verelim.” sözlerine yer verdi.
AA