Sir Isaac Newton bir ağacın altında doğanın gücünü düşünürken kafasına bir elmanın düşmesiyle birlikte yer çekimini keşfetti.
Newton, araştırmacı bir fizikçi ve yanı zamanda da matematikçidir. Newton aynı zamanda ayın dünya etrafında döndüğünü düşünerek bu kuvvetin adına “yerçekimi” ismi verdi.
Yer Çekimini Kim Buldu?
Yerçekimi kuvvetini ilk kez bulan İngiliz matematikçi ve fizikçi olarak da tanınan Newton’dur. Aynı zamanda Newton, tüm dünya üzerindeki nesnelerin birbirine karşı yerçekimi kuvveti olduğunu savunarak ilk yansıtmalı teleskobu geliştirdi. Bu katkıları nedeni ile Newton Albert Einstein’dan sonra en iyi 2. Fizikçi olarak anılmaya başlandı. Newton bu buluşları sayesinde pek çok bilimsel gelişmenin de önünü açmış oldu. Newton, tarihin ilerleyişini etkileyen en önemli bilim adamları arasında yer alıyor.
Yer Çekimini Ne Zaman Bulundu?
Newton, 1687 yılında bir gün ağacın altına oturup düşünürken kafasına bir elmanın düşmesiyle yerçekimini keşfetti. Daha sonra yerçekimi kuvvetinin tüm nesneler arasında olduğunu belirtti. Aynı zamanda Newton dünya üzerindeki nesnelerin hareketleri ile gökyüzündeki tüm gezegen ve yıldızların aynı yasalarla yönetildiğini kendi kütle kanunu ve Kepler’in gezegen hareketleri kanunu arasındaki tutarlılıkları göstermiştir ve araştırmalarını bu yönde arttırmıştır.
Stukeley, Newton ile birlikte bir gün akşam yemeğinin ardından çay içmek için elma ağaçlarının altında oturduğunu belirterek, Newton’ın uzun süredir yerin çekim kuvvetini düşündüğünü vurguluyor. Stukeley’in kaleminden Newton’ın yer çekimi üzerine düşüncelerini söylediği “elma” hikayesinin gerçeği:
“Akşam yemeğinden sonra hava sıcaktı, bahçeye gittik ve bazı elma ağaçlarının gölgesinde çay içtik. Sadece Newton ve ben. Diğer söylemlerin ortasında Newton, bana, yerçekimi düşüncesinin aklına ilk girdiği zaman ki gibi aynı olduğunu söyledi. Düşünceli bir ruh hali içinde otururken, bir elmanın düşmesi vesile oldu. Newton, ‘Neden bu elma her zaman dik olarak yere iniyor, neden yana ya da yukarı doğru düşmüyor. Nedeni, kesinlikle dünyanın onu çekiyor olmasıdır. Maddede çekme gücü olmalı. Dünyadaki çekim gücünün toplamı, dünyanın herhangi bir tarafında değil, dünyanın merkezinde olmalı. Bu nedenle, bu elma her zaman dikey olarak, merkeze doğru düşüyor. Çekim, miktarla orantılı. Bu nedenle elma dünyayı, dünya da elmayı çekiyor.’ dedi.”
