Gündem

Kandilli rasathanesi,deprem bilgisini paylaştı!

Prof. Dr. Özener, Bingöl Karlıova Kaynarpınar mevkisinde saat 17.24’te  meydana gelen 5,7 büyüklüğündeki depremle ilgili düzenlenen bilgilendirme  toplantısında, tüm Türkiye’ye geçmiş olsun dileklerinde bulundu.

Depremin yaklaşık 5 kilometre derinlikte meydana geldiğini ve “sığ  odaklı” olduğunu belirten Özener, ana depremin ardından toplantının yapıldığı  saate kadar 59 artçı sarsıntı meydana geldiğini ifade etti. Bu depremleri izlediklerini dile getiren Özener, “Karlıova, Kuzey  Anadolu Fayı ve Doğu Anadolu Fayı‘nın kesişim bölgesi. Bu bölge enstitümüz  tarafından çok yoğun olarak izlenen, birçok proje yapılan bir bölge. En son 2003  yılında gerçekleştirdiğimiz bir projede 25 sürekli deprem gözlem istasyonu  kurduk. GPS istasyonları kurduk ve bölgedeki deformasyonları anlık olarak gözleme  şansını elde ettik.” diye konuştu. Türkiye’de 500’den fazla aktif fay olduğunu ve ülkenin herhangi bir  yerinde, herhangi bir anda deprem olabileceğini vurgulayan Özener, Doğu Anadolu  Fayı ile Kuzey Anadolu Fayı’nın kesişim bölgesi olan Bingöl Karlıova bölgesinin  de önemli deprem potansiyeli taşıyan bölgelerden olduğunun altını çizdi. 

“Sürpriz olmayacak depremler”

 Prof. Dr. Haluk Özener, 2003 yılında bölgede 6,3 ve 6,4  büyüklüklerinde depremler meydana geldiğini hatırlatarak, “Bu bölgede 6  civarındaki depremler her zaman olabilecek, sürpriz olmayacak depremler.” diye  konuştu. Kuzey Anadolu Fayı’nın Karlıova ile Yedisu arasında meydana geldiğini  ve tali fay olarak adlandırılabilecek, ana fayı kesen faylardan birisinde  gerçekleştiğini anlatan Özener, artçı sarsıntıların da bu bölgelerde  yoğunlaştığını kaydetti. 

MTA’nın diri fay haritasında bölgedeki kırık yapıyı net olarak  görebildiklerinin altını çizen Özener, şöyle devam etti: “Dolayısıyla o fayların, enerji biriktirdiği zaman, belirli bir enerji  toplandıktan sonra kırılması çok doğal. Hep işaret ediyoruz, Türkiye’nin herhangi  bir yerinde herhangi bir anda böyle depremlerin olması çok olası. Bölgenin  tarihsel depremlerini gözlemliyorsunuz. 10 şiddetinde, büyüklük demiyorum, 10  şiddetinde depremler gördü bu coğrafya.” Prof. Dr. Haluk Özener, şiddet haritasında bu depremin, 6 şiddetinde  bir deprem olarak kayıtlara girdiğini vurgulayarak, artçı sarsıntıların da bir  hafta, on gün süreceğini bildirdi. Özener, depremde şu ana kadar bir kişinin hayatını kaybettiği  bilgisinin geldiğini hatırlatarak, “Umarız bununla kalır, daha fazla vefat  yaşamayız.” ifadesini kullandı. 

“Bölgede çok sayıda fay var önemli olan bunlara hazırlıklı olmaktır”

 Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma  Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Ali Pınar da depreme ilişkin yaptığı  değerlendirmede, bölgede çok sayıda irili ufaklı fayın yer aldığını ve bunların  hemen hemen hepsinin deformasyon biriktirdiğini Prof. Dr. Özener’in yaptığı  projelerde tespit ettiğini ifade ettiğini hatırlattı. Dolayısıyla “Bölgede bundan sonra daha büyük bir deprem olacak mı?”  sorusunun, her zaman olduğu gibi bu tür depremlerden sonra gündeme geldiğini  belirten Prof. Dr. Pınar, “Bunların bence artık soru olmaktan çıkması lazım.  Bölge aktif bir bölge. Bölgede çok sayıda fay var önemli olan bunlara hazırlıklı  olmaktır.” dedi. 

“Vatandaşlarımızın hasarlı binalardan kaçınmalarını tavsiye  ediyoruz” 

Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme-Değerlendirme Müdürü Dr. Doğan  Kalafat da yöreyi iyi bilen biri olduğunu, yapı stokunun ve deprem kaynaklarının  olduğu alanları bildiğini söyledi. Bu depremin kaynağının, ağırlıklı olarak Yedisu ve Karlıova arasındaki  köylerde olduğunu aktaran Kalafat, şu değerlendirmede bulundu: “Bu köyler de geleneksel ata yadigarı, taş, kerpiç, kagir yapı  stokundan oluşmakta. Bu yapı stokunun, özellikle 5,5’in üzerindeki depremlere  dayanması, ayakta kalması söz konusu olamadığı için de bugünkü yine inşallah can  kaybı artmaz. En az yine 80-100 hanedeki hasarla bu depremi atlatırız. Fakat o  coğrafyada bu tür depremler çok sıklıkla oluyor. Yaklaşık 5-6 yılda bir 5,5’in   üzerinde depremler oluyor.

Dolayısıyla oradaki yapı stokunun değişmesi, özellikle  orada yaşayan vatandaşlarımızın mevcut olan konutlarında hasar varsa, o hasarlı  binalardan kaçınmalarını tavsiye ediyoruz. Çünkü birkaç gün içinde yoğun deprem  aktivitesi, artçı depremler olacaktır. 

Bu artçı depremler zaman içerisinde hafta başından hafta sonuna doğru  hem sıklıkları hem büyüklükleri artarak devam edecektir. Dolayısıyla en büyük  artçının da olma olasılığını 5 civarı veya 4,8 gibi düşünürsek de bu artçıların  hasar görmüş yapılarda, hasarın artmasına ve tehlike yaratmasına neden  olabileceğini ifade etmek istiyorum. Dolayısıyla o bölgede yaşayan  vatandaşlarımızın muhakkak ve muhakkak depreme hazırlıklı ve tedbirli olmalarını  her zaman söylüyoruz.” Kalafat, bölgenin yoğun deformasyon alanı içinde yer aldığını  hatırlatarak, “Çünkü düşünün Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Fayı’nın kesim  noktasıdır.

Sürekli bir deformasyona, kapanmaya neden olan ve bundan dolayı da  oranın sürekli enerji çıkararak rahatlamasını ve fay sistemlerini bir şekilde  büyük Anadolu levhasının da Batı’ya doğru kaçışını kompanse edilmesini bu tür  depremler ve bundan sonra olabilecek depremler sağlayacak.

Bu bir süregelen  tektonik doğa olayı. Dolayısıyla bizim yapmamız gereken her zaman depreme karşı  bilinçli, hazırlıklı bir toplum olmamız. Depreme dayanıklı binalarda oturmamız. 

Tavsiye edebileceğimiz bu.” diye konuştu.