Güncel

Kayalar yuvarlanıyor toprak ana konuştu resmen!

Mor menevşelerin, bademlerin, papatyaların açtığı günlerde kanlı 6 şubat içerimizden geçti. O saatlerde yaşadıklarımı anlatayım: Sobaya odun atmak için uyanmıştım odunu atınca da uykum kaçtı.

Bir kaç haber yapmak için bilgisayara geçtim. Önce hafifçe bir titreşim geldi. Sandım Kötü kedi şero gelmiş. Baktım o yok anladım hemen. Ben Elazığ depremin de de bu durumu yaşamıştım. Ayağa kalkmam ile beni yere vurması bir oldu. Kalktım bir daha vurdu. Zarla zorla kapıyı actım. Üzerime pirket düştü, sonra şömine patladı ve kaçış yolum kapandı bir kez daha zorladım ve kapıyı açtım. Kendimi dışarı attım ama nasıl yağmur yağıyor!

Hallen sallıyor.

Doğduğum evi yerle bir etti gözlerimin önünde. Benim evide yerle yeksan etti. Kayalar yuvarlanıyor toprak ana konuştu resmen! Sonra bizi gök anneye bıraktı. Dışarısı soğuk, içeri girsen diyeceğin yer yok sallıyor.

Kanlı baharda telefon trafiği başladı.

Tüm aradığım dostlarıma ulaşamadım. 3 saat falan olmuş yaşıyorlardır umudu içerisinde dualar ederek geçirdim. Sonrası bana zulum gibi gelmeye başladı. İlk duyduğum haber ile zaten yıkıldım. Sonra diğeri, sonra diğeri. Nasıl olur diye ilçeye gittim. Yer altı çanavarı geçmiş sanki. Her yer yele bir. Bir gün önce böyle mi bırakmamıştım bu kenti.İlk 24 saatte sadece halkımızın kendi kendilerini kurtarma telaşını izledim ve yardım ettim. Zaten insan oğlunun topraklatında 12 saat sonra bir mucize olmaz ise öleceğini herkes bilir.

Soğukta bağıra bağıra benim dostlarım ölürken, yetkililerin olmayışı ve arama kurtarma ekiplerinin halen gelmemiş oluşu yüreğimi derin yerinden vurdu. Kızgınmıyım az biraz evet ama 12 ilde aynı anda oluşu az biraz beni susturdu. Çünkü 12 ilden de dostlarım öldü.

Duyan Türk halkı yardımımıza koştu.

Her türlü ihtiyacımızı bize devletimizden önce halkımız yetiştirdi. Hiç bir şeyimiz kalmamıştı hepsi toprak altındaydı. Sadece üzerimizdekiler ile kalmıştık.

2. Günü bir yardım tırı geldi.

Kıyafetim kalmdığı için bir kaç kıyafet alayım dedim. Aldığım kıyafetleri incelerken beni acayip duygulandıran bir olay oldu. Kilis Anadolu Lisesinden Ayşe Kızımız formasını göndermiş ve şunları üzerine not olarak yazmıştı. ‘’Abi, abla veya kardeş; ben iki formamdan birisini siz orada üşümeyin diye gönderiyorum. Sankında yanlış anlamayın daha hiç giymedim.’’ Beni bu cümleler çok ağlattı. İçime öküz oturdu,

A 1001’in kolon kestirmesi sonucu kaybedttiğim kıymetli dostum Kamil Kara ile gece 1 sularında görüştüm yaşıyordu.

Emin olun bunların hesabı birer birer sorulacak kolon kesmek ney ve ya kestirmek. Çok dokundu çok ağlanttın beni dost ve bazı dostlarımın ailesi yok oldu. Tek başına kalan ve halen bulunamayan dostlarım mevcut. Sen nasıl baharmışsın; keşke gelmeseydin de kaybımız da olmasaydı.Çok acılı 4 yıl geçirdim ama bu kadar acıyı bir anda yaşamadım. Sağıma döndüm dostum yok soluma döndüm dostum yok.

Bu nasıl bahar!

Acılarım katlanarak giderken, herkesten en az 2 kişi hakka yürümüşken benden gaztecilik yapmamı bekleyenler oldu. Bazıları gibi show yapamam ben. Benim yüreğim yangın yeri iken mesleği bıraktım. Varın siz yapın bu mesleği.Yeniden gel dost, gidelim buralardan. Yaylalara Fırnız’a , Gülpınar’a çok özletme kendini yeniden gel gidelim uzaklara bak bahar geldi.

Mor Menevşeler uyandı…!

Haydi gelde gidelim dost buralar bize göre değil…!

Kefen sana yakışmadı.

1. Sayfa Kıymetli Dostum Merhum Kamil Kara Anısına
A.Kadir Hameş

haber.; inthaber.com