Siyaset

MHP Lideri Bahçeli’den ABD’ye sert tepki ! NATO ile doğmadık!

MHP Lideri Bahçeli

 MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

Devlet Bahçeli, HDP’nin vakit kaybetmeden kapatılması gerektiğini vurgulayarak, “AYM’nin HDP’nin talebiyle kapatılma davasının seçim sonrasına bırakılmasını görüşecek olması adalet ilkeleriyle tamamen aykırıdır.” dedi.

Bahçeli’nin konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

Tarihi gerçekler dikkatle tefrik ve tetkik edildiği takdirde, Türk milletinin kutlu varlığını, ifnası ve ikamesi imkânsız olan bağımsızlığını hibe ve hediye olarak almadığı berrak şekilde görülecektir. Hayat bizim için sadece ilahi bir lütuftur.

Bunun dışında hiç kimseye, hiçbir muhannet güce tamahımız, takıntımız ve tabiliğimiz bugüne kadar vaki değildir. Felaketler zinciri, Birinci Dünya Savaşı’nın sonlanmasıyla yeni bir yol haritasının çizilmesini vatansever yüreklere ihmali mümkün olmayan bir görev halinde yüklemişti.

Böyle bir durum karşısında Merhum Akif haykırırcasına ve kaleminden damla damla akan ümitvar ruhuyla şunu söylemişti:

“Cihanın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun!”

“TÜRKLÜĞÜN İKİNCİ ERGENEKON’U”

Bir hususu tarih kayıtlarına hep birlikte not etmek gerekir ki; medeniyetler ve milletler mücadelesi sürdüğü müddetçe, Türklük var olduğu sürece ders ve ibret alınsa bile tarihin tekerrürü kaçınılmazdır. Zira kuyruk acısı çekenler, kapanmamış yaraları bulunanlar, on yıllardır yas tutanlar, nefret nöbetine girenler yine üzerimize geleceklerdir.

Müslüman Türk milletinin Anadolu coğrafyasına tutunan bin yıllık mazisi, bin yıla kök salan mukim ve mevcudiyeti ehli salibi sürekli rahatsız etmiş, hep aynı karanlık senaryolara müracaatını tetiklemiştir.

Bir düne bakınız, bir de bugüne, fail ve figüranlar başka başka olsa bile menfur ve melun niyetler hep bildik ve tanıdıktır. 

Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda 30 Ekim 1918’de imzalanan ateşkes anlaşmasından Cumhuriyet’in ilan edildiği 29 Ekim 1923’e kadar geçen tam beş yıllık süreyi Türklüğün İkinci Ergenekon’u olarak tasvir ve tarif etmek bize kalırsa isabetli bir yorumdur.

Asırlar önce demir dağları eritip hürriyet meşalesini yakan bir millet, Milli Mücadele’nin her safhasında demir gibi etrafını saran düşman kuşatmasını inancının gücüyle yarmış, bir kez daha hürriyet namusunu haremi ismetinde saklı tutmayı bilmiştir.

1918’den 1923’e varıncaya kadar yaşanan her zorluk, maruz kalınan her dayatma, katlanılan her çile, sığırtmacından paşasına, esnafından eşrafına, köylüsünden kentlisine, gencinden yaşlısına, kadınından erkeğine herkesi aynı kader, aynı karar, aynı kahramanlık etrafında yekvücut hale getirmiştir.

Milli birlik ve dayanışma şuurunun direnç ve dinamizmiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin doğum sancıları günden güne artış kaydetmiş, yaygınlık kazanmıştır.

Aşılan her engel, zaferle çıkılan her muharebe Cumhuriyet’in biraz daha yaklaşmasını teşvik etmiştir. Yani Türkiye Cumhuriyeti karanlığı aydınlatan, aydınlattıkça ayaklanan, ayaklandıkça devleşen Türk milletinin mücadele bereketidir.

Sönmeyen gaz lambaları, susmayan kağnı gıcırtıları, durmayan telgraf telleri, dinmeyen silah sesleri, eksilmeyen istiklal özlemleri, teklemeyen mücadele süreçleri, tökezlemeyen feragat timsalleri, düşmeyen fedakârlık abideleri, vazgeçmeyen taarruz hamleleri, teslim olmaktansa şehadeti göze alan bir millet asaleti sayesinde adım adım 1923’e, yani Cumhuriyet’e ulaşılmıştır.

Şimdi de biz adım adım 2023’e yürüyor, geçmişin muhterem anılarından ilham ve feyz alıyoruz.

Haber:haber7.com

MHP Lideri Bahçeli