Önümüzdeki hafta kesinleştirilmesi beklenen ramazan tedbirlerinin çerçevesi, başkent Ankara’da en çok konuşulan konular arasında ilk sırada yer alıyor.
Konuya dahil olan bilim insanları ve siyasiler, ikiye ayrılmış durumda. Hızla artış gösteren koronavirüs vakaları sebebi ile ramazanda ”kapanma” yapılmasını savunanlarla, hafta sonu ve akşam sokağa çıkma kısıtlamalarının yeterli olduğunu düşünenler var.
Hükümette kapalı kapılar ardında yapılan değerlendirmelerde, turizm sezonu başlamadan önce vakaların kontrol altına alınması gerektiği belirtiliyor. Bunun için, ramazanda ‘kapatma’ yapılarak, mayıs ayının ikinci yarısına ”az vaka ve kontrollü pandemiyle” girmenin doğru olduğunu ve böylelikle turizm tanıtım kampanyalarının daha iyi yönetileceğini söyleyenler olduğunu biliyoruz. ”Mart başında erken açıldık. Kademeli normalleşmeye nisan ayında başlamalıydık” diyen hocaların sözlerinin dinlenmemesinin faturasının ödendiğini ifade edenler de var.
Türkiye’nin en riskli dönemlerde yapmış olduğu uygulamaya ”kapatma” deniliyor. Bu da, bundan altı ay önce yayınlanan genelgelere yeniden dönüş yapılması anlamına geliyor.
Yani lokantaların, kafelerin faaliyetlerini durdurması, belki kuaför ve spor salonlarına yasak gelmesi, 65 yaş ve 20 yaş için yeni kurallar ve saat uygulamasının getirilmesi, düğün, taziye, asker uğurlama gibi konularda sınırlama olması gerektiği. Bunun biraz gevşetilmiş halini marttan önce yaşıyorduk zaten.
Şimdi kulislerde hükümetin, ramazan boyunca ”kapatmaya” daha yakın olduğu söyleniyor.
Diğer yandan farklı görüşler de mevcut. Lokanta ve kafe işletmecileri ise tam kapatmayı bırakın, lokanta ve kafelerin gündüzleri açık kalması ve bugünkü sistemin devam etmesini talep ediyor. Bir ay önce, ekip kurup, masraf yapıp işletmelerini yeniden açan esnaf, ramazan boyunca gündüzleri lokantaların açık kalması gerektiğini düşünüyor. Üstelik sadece oruç tutmayanlar gideceği için ”mesafe” sorunu da aşılacak.
Şimdi gözler, açıklanacak yeni kararlarda.
